BilimManşetTeknoloji

Güneş ve Toprak Olmadan 105 Türde Bitki Yetiştirildi 

Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Mert Kalaycı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar, kapalı alanda toprak kullanmadan led aydınlatma sistemleri ile bitki büyüten bir sistem geliştirdi.


105 farklı bitkiyi üretebilen sistem, daha az su ve elektrik kullanarak ürünlerin tadını yoğunlaştırabiliyor. Hiçbir zirai ilaç kullanılmadan normalden 3 kat fazla hızda bitki büyüten sistem; İsrail, İngiltere ve Makedonya’nın da dikkatini çekti. 


İzmir Ekonomi Üniversitesinden mezun olan Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi Mert Kalaycı, yüksek lisans tezini o dönem danışman hocası olan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar ile birlikte sisteme dönüştürdü. Aşkar ve Kalaycı’nın ’Smart Garden (Akıllı Bahçe)’ adını verdikleri sistem, kapalı alanda toprak kullanmadan led aydınlatma sistemleri ile bitki büyütüyor. Daha az elektrik ve daha su kullanarak evde bile bitki üretmeye yarayan sistem, üç farklı modelde geliştirildi. 105 farklı bitkinin tat yoğunluğunu isteğe göre kat kat artırabilen, ürünleri normalden 3 kat hızlı büyüten Smart Garden sistemi, hiçbir zirai ilaç içermiyor. Projeleri ile pek çok ödül alan ikili, sistemi Antalya, Muğla, Ankara, İstanbul ve İzmir’e pazarlamaya başladı. Ayrıca sistem; İsrail, İngiltere ve Makedonya’ya da numune ürünler gönderdi. 

Yüzde 95 daha az su kullanılıyor 
Projenin çıkış noktasının, hızlı nüfus artışı ve küresel ısınma olduğunu belirten Mert Kalaycı, Türkiye’de son 10 yılda toprak verimliliğinin yüzde 23 azaldığını, ürün kayıplarının ise yüzde 40’lara vardığını kaydetti. Kalaycı, “Sistemimizde geleneksel tarıma oranla yüzde 95 daha az su kullanıyoruz. Hiçbir zirai ilaç kullanmadan 12 ay kesintisiz üretim yapabiliyoruz. Burada böcek yok, hastalık yok. Ürünler kontrollü ortamlarda büyüyor. Elimizde şu anda 105 farklı bitkinin verisi var. Havuç, patates, gül, kekik, pamuk, domates gibi aklınıza gelebilecek neredeyse her ürünü bu sistemlerle büyütebilirsiniz” dedi. 

200 watt yerine 33 watt harcıyor 
Üç farklı iş modeli kurguladıklarını ifade eden Kalaycı, “Geliştirdiğimiz sistemlerle mega tesis kuruyoruz. Yani raflı sistemlerle şehrin göbeğinde lojistiği ortadan kaldıran ve karbon salınımını en aza indiren sistemler geliştirdik. Bizim geliştirdiğimiz donanım sistemleri, globaldeki rakiplerimizin 200 watt ile aydınlattığı alanı 33 watt ile aydınlatarak 25 günlük periyotta bitki büyütebiliyor” ifadelerini kullandı. 

Mutfak tezgahından sofraya 
Raflı sistemin yanı sıra masa üstü sistemlerinin de bulunduğunu aktaran Kalaycı, “Masa üstü model de 6 watt’lık bir sistemimiz. Bu sistemle evinizde ayda yaklaşık 7-8 liralık elektrik harcayarak 6 farklı bitki büyütebilirsiniz. Bunun için özel tohum da gerekmiyor. Çünkü tohum çalıştığı sürece bizim sistemimiz onu büyütebiliyor. Besin tüketimi, kuruş maliyetine denk geliyor. Yani bir kere tohumu atıyorsunuz ve sonra onu unutuyorsunuz. Sistem, 25-30 günde bitkiyi büyütmüş oluyor. Yeşil yapraklı ot türlerinde siz koparttıkça o büyümeye devam ediyor. Kekik, nane, roka, fesleğen, dereotu, maydanoz, marul gibi pek çok ürün bu şekilde üretilebiliyor” sözlerine yer verdi. 

Ofiste domates ve limon ağacı 
Üçüncü modelin ise sera aydınlatma sistemleri olduğunu belirten Kalaycı, “Topraksız tarım seraları zaten Türkiye’de yaygın. Fakat 40 dönümlük bir domates serasında bile yazın 120 ton verim elde ederken, kışın 40 ton verim elde ediyorsunuz. Yani 80 tonluk bir verim kaybı söz konusu. Biz bu sistemlerle yazın da kışın da maksimum üretim fırsatı vermiş oluyoruz. Geliştirdiğimiz projektör sistemleri, kapalı ortamlarda üretim imkanı veriyor. Ofis ortamında domates, limon ve portakal ağacı yetiştirebilirsiniz. Burada da rakiplerimize oranla çok daha az elektrik harcıyoruz. Hollanda’daki bir rakibimiz yaklaşık 300 watt elektrik harcarken, biz 44 watt ile aynı foton değerlerini sağlıyoruz” diye konuştu. 

Yurt dışına numune ürünler gönderildi 
Bitkinin tadına müdahale edebilecek bir sistem geliştirdiklerini söyleyen Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Örneğin kekiğin bir yaprağındaki tat yoğunluğu, bizim sistemle bir dalına eşit oluyor. Aynı bitkiyi aynı besin solüsyonunda daha sulu, daha yoğun tatlı, daha kuru şekilde yetiştirebiliyoruz. Bunu yaparken de hiçbir zirai ilaç kullanılmıyor. Globalde tat alanında çalışan fazla firma yok. Sadece büyüyüp büyümediği kontrol ediliyor. Biz ayrıca bazı bitkileri 3 kat hızlı büyütebiliyoruz. Bu sistemlerin birçok avantajı var. Ekim-dikim faaliyeti olmuyor, lojistik faaliyeti olmuyor. Ortam tamamen sağlıklı olduğu için ürünü yıkama gibi bir sorun da olmuyor. Direkt dalından kopartarak tüketebiliyorsunuz.” 

“Gurur verici” 
İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar da projeye ilişkin şunları söyledi: 
“Proje, dünyadaki benzer projelerle aynı zamanda başladı. Ön çalışma sonucunda böyle bir sistemin yapılabilirliğini ortaya koyduk. Daha sonra Mert buna yüksek lisans tezi olarak devam etmek istedi. Birlikte çalışmaya başladık. TÜBİTAK’tan bir proje desteği alındı ve ilk testlerimize başladık. Değişik bitkilerin değişik ışık tayfları altında ve değişik sürelerde nasıl büyüdüklerini ölçtük. Şu an geldiğimiz noktada masa üstü set, kapalı mekanlarda yapılacak ürün seti ve seralarda kullanılacak projektör seti oluşturmuş olduk. Öğrencimle böyle bir projeye imza atmak gurur verici. Mert’in çalışmaları çok tatmin edici ve gurur vericiydi. İnşallah ileride dünyaya açılan bir projemiz olacak.”(İHA)

İlgili Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu