Gelen gideni her zaman aratır mı?
İPhonun ilk serilerinden bu yana süre gelen tasarımını 8 serisinden sonra değiştirmeye giden Apple markası, eski tasarıma aşık olan kullanıcılarını tekrardan çekmek için 2020 yılında yeni adımlar atmaya başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde ‘Peek Performance’ etkinliği ile beraber bu tasarımı yeni teknoloji ile harmanlayıp sunmuşlardı. Uygun fiyata çıkaracakları bu telefon, Doların artması ile Türkiye’de yoğun ilgi görücek gibi duruyor. Bilişim Danışmanı olarak, Türkler tarafından yoğu ilgi görücek olan İPhone SE 2’yi sizler için inceledik.
Ön düşünce
Apple’ın karıştır ve eşleştir yaklaşımı, bu iPhone SE 2’ye 5G desteği, daha uzun pil ömrü ve iPhone 13 düzeyinde performans gibi daha yeni özellikler sunarken, klasik ana sayfa düğmesini, kullanıcı dostu tasarımı koruyor. iPhone SE, harika bir kameraya ve iMessage, FaceTime, Apple Music gibi tüm özelliklere ve App Store’a erişime sahip son derece yetenekli bir telefon.
Apple SE’ye yaklaşım şeklimiz, eski Volkswagen Beetle’ları alan ve eski gazla çalışan motoru bir elektrik motoruyla değiştiren otomobil şirketi Zelectric Motors’u hatırlatıyor. Beetle bu hareket ile birlikte, tamamen farklı bir arabaya dönüşüyor ama aynı zamanda insanların sevdiği eski cazibesini koruyor. Amerika’da 429$’a satışa sunulacak telefon, Türkiye’de 11.000 liradan satışa sunulacak gibi duruyor (Dolar ve vergi durumuna göre değişiklik gösterebilir.). Şuanki fiyatı ile, günümüz İPhone telefonlarının yarısı fiyatından daha azına çıkış yapıcak gibi duruyor. Gerçekten de alışılmadık bir bütçe telefonu olacak.
Diğer telefon üreticileri, genellikle kendilerine güç sağlayan işlemcilerinden tasarruf ederken, uygun fiyatlı cihazlarında mümkün olduğunca çok sayıda amiral gemisi özelliği eşleştirmeye çalışırlar. Apple, bu telefonu ile tam tersini yapıyor. Ancak yeni iPhone SE’ye güç veren çip, Apple’ın en güçlü, som model mobil çipi olan A15 Bionic.
Aynısından daha fazlası, ki bu bazen iyi bir şey
Önceki iki modeliyle aynı adı taşıyan ve bu nedenle genellikle iPhone SE 3 veya iPhone SE (2022) olarak anılan yeni iPhone SE, birçok yönden eski iPhone SE ile aynı . Önde devasa çerçeveler ve Apple’ın (bir zamanlar ikonik, şimdi tüm yeni modellerde bulunmayan) Ana Düğmesi ve arkada küçük, tekil bir kamera ünitesi bulunan tasarım, o kadar eski ki havalı hissettiriyor.
Elbette, yeni modellerin daha fazla ekran alanına ve diğer özelliklerine sahip olmak isterdim, ancak iPhone SE o kadar ince, hafif ve pratik ki Apple’ın tam olarak bu boyutta bir amiral gemisi yapmasını dileyecektim. İyi ya da kötü, tasarım ve boyut, önceki modelle tamamen aynı; tek fark, iPhone SE (2022) için yeni Midnight rengi ve biraz azaltılmış ağırlıktır.
Apple, cihazları için aşırı ayrıntılı teknik özellikler sunmuyor, ancak anladığımız kadarıyla kamera donanımı ( f/1.8 diyafram açıklığına sahip 12 megapiksel arka kamera ve f/2.2 diyafram açıklığına sahip 7 megapiksel özçekim kamerası ) değişmedi. Ekran yine 1,334×750 piksel çözünürlüğe sahip 4,7 inç Retina LCD’dir. Telefon üç depolama seçeneğiyle geliyor: 64GB, 128GB ve 256GB. RAM 3GB’tan 4GB’a yükseltilmiş olabilir, ancak birileri yeni iPhone SE’yi sökene kadar bunu kesin olarak bilemeyeceğiz. Yeni cihazın pil kapasitesini bilmiyoruz, ancak Apple yeni pil kimyası ve A15 çipinin daha fazla pil ömrü sağladığını iddia ediyor, bu da 2020 modeline göre yaklaşık yüzde 15-20’lik bir artış demektir. Pil ömrünü kapsamlı bir şekilde test etmek için telefonla yeterli zamanımız olmadı, ancak iPhone Minideki pil ile aynı görünüyordu.
Ana Ekran Düğmesi de hala burada ve hala harika çalışıyor, bu da beni Apple’ın Face ID’si üzerindeki düğme tabanlı parmak izi sensörlerinin hassasiyeti ve hızı için geliştirme yapmaya devam ettiğini gösteriyor.
Değişmeyen onca şey arasında gerçekten önemsediğim tek şey ekrandı. Yeni iPhone’ların gösterişli OLED’leri beni şımarttı ve iPhone SE’nin küçük (bugünün standartlarına göre) LCD ekranının, telefonla geçirdiğim süre boyunca bolca bulunduğum parlak güneş ışığı altında ve siyah tonları altında kullanımı gözle görülür şekilde daha zordu. Tek farkı bir OLED ekranda oldukları kadar siyah değildiler.
Dayanıklılık açısından, iPhone SE’nin hem ön hem de arka tarafı camdır ve ekran, iPhone 12 ve 13’te gördüğümüz Ceramic Shield teknolojisi tarafından korunmasa da şirket, “Bir akıllı telefonda olan en sert cama sahip olduğunu” söyleniyor. Bunu test etmek zor, ancak son iPhone’lar çizilmeye karşı oldukça dayanıklıydı ve birkaç günlük kullanımdan sonra mükemmel durumdaydı.
Değişmeyen, ancak bütçe telefonlarında nadiren görülen birkaç şeyi belirtmekte fayda var. iPhone SE, tıpkı Apple’ın yeni modellerinde olduğu gibi kablosuz şarjı desteklemeye devam ediyor ve IP67 derecesi ile birinci sınıf su ve toza dayanıklılık sağlıyor. Yine, iPhone SE’nin, tipik olarak bu özelliklerden ve işlemciden tasarruf sağlayan, ancak büyük ekranlara ve en az üç arka kamera modülüne sahip olan diğer akıllı telefon üreticilerinin bütçe telefonlarından tamamen farklı olduğu yer burasıdır.
Performans’ı Apple’ın lehine çeviren çip
Apple’ın buradaki ana hilesi, iPhone SE’yi en yeni ve en büyük mobil çipi olan A15 Bionic ile donatmasıdır . Bu değişiklikle Apple aynı anda birkaç hedefe ulaşıyor. Her şeyden önce, iPhone SE neredeyse Apple’ın en iyi modelleri kadar güçlü ve hızlıdır ve aslında fiyatı ne olursa olsun piyasadaki diğer telefonlardan daha hızlıdır. Bu, çok fazla güce ihtiyacınız olmasa bile, bütçeye uygun bir telefonda olması gerçekten harika bir özellik.
Gerçek kullanımda, burada rapor edecek kadar çok test gerçekleştiremedik fakat, Günlük telefonumuz olan iPhone 13’ten iPhone SE’ye geçiş sorunsuzdu. iPhone SE aynı derecede hızlıydı ve iOS’un tam olarak aynı sürümünü kullandığı göz önüne alındığında; gözle görülür bir fark yoktu. Bunu doğrulamak için Geekbench 5’in CPU Benchmark’ı üzerinden testler gerçekleştirdik ve tek çekirdekli 1.733 ve çok çekirdekli 4.736 puan aldık. iPhone 13’te bu sonuçlar 1.737 ve 4.689’du.
Ayrıca, benchmark testlerinden sonra biraz Sonic Racing , Skate City ve Oceanhorn 2 oynadık ve oyunlar harika grafiklerle ve yavaşlama olmadan harika çalıştı. Telefon yaklaşık 10 dakika oyun oynadıktan sonra ısındı, ancak asla endişe verici yada performans düşürücü bir şekilde ısınmadı.
A15 Bionic’in dahil edilmesi aynı zamanda iPhone SE’yi geleceğe yönelik bir satın alma haline getiriyor. Alıcılar, akıllı telefonlar dünyasında sonsuza kadar sürecek olan geliştirmelerden altı yıllık destek alacaklar ve bu kadar uzun sürerse muhtemelen çok yavaş olmayacaktır. Bunu herhangi bir bütçeye uygun Android telefonda alamazsınız, bu nedenle iPhone SE’yi (yapmanız gerektiği gibi) almayı planlıyorsanız, çünkü bir yıl içinde değiştirmeniz gerekmeyecek.
Ülkemizde yakın süreç içerisinde kullanılmayacak olan ama yurt dışındaki kullanıcıların hayatlarını kolaylaştıracak 5G teknolojisini içerisinde bulunduruyor. Yurt dışında yaşayan ve bu cihazı satın alan Apple kullanıcıları için önemli bir satış stratejisi olacağından eminiz.
Son olarak, A15 Bionic, Apple’ın gerçek kamera donanımında (büyük) değişiklikler yapmadan iPhone SE’nin fotoğraf ve video özelliklerini geliştirmesine izin verdi.
Kamera kalitesi, parasına göre maksimuma çıktı
Fotoğrafları iyileştirmek için A15 Bionic’in gücünü kullanarak 12 megapiksellik tek bir kameradan ne kadar fayda sağlayabilirsiniz? Aslında oldukça fazla.
Birkaç gün boyunca, test ederken gördüğümüz her ilginç sahneyi yakalayarak iPhone 13’ümü ve yeni iPhone SE’yi her zaman üzerimde taşıdım. Gün ışığında, iPhone SE’den çekilen fotoğraflar iPhone 13 ile çekilenlerden neredeyse ayırt edilemezdi, keskin renklerle keskindiler.
Portre Modunda çekilenler bile harika görünüyordu. İşte burada Apple’ın A15 Bionic çipi devreye giriyor. Özel bir derinlik sensörü olmasa bile, iPhone SE’nin kamerası nesneyi bulanık arka plandan doğru bir şekilde ayırabildi. Ancak, özellikle yapay ışıkta bile cilt tonu söz konusu olduğunda, renk doğruluğundan daha da çok etkilendik.
Bu özçekimler için de geçerliydi. Face ID teknolojisine sahip olmayan en uygun fiyatlı iPhone’un bile portre özçekimlerini kullandığım çoğu Android telefondan daha iyi yapması şaşırtıcıydı. Daha karanlık koşullarda, özçekimler, yine çoğu iPhone için tipik olan sarı bir renk alırdı.
iPhone SE’nin arka kamerası iyi durumda, ancak kamerası çok yönlü kamera değil. Ultra geniş mod, optik yakınlaştırma, makro modu ve gece modu gibi özellikleri bulmak için alıyorsanız bu özellikleri unutabilirsiniz.
Bu fiyata satılan İPhone SE’den Ultra geniş mod ve optik yakınlaştırma beklemeyebiliriz, ancak iPhone SE’nin Gece Modunun olmaması hayal kırıklığı yarattı. İyi haber şu ki, iPhone SE karanlıkta tamamen işlevsiz değil. Gece Modu olmasa bile, yetersiz aydınlatılmış bir odada veya yakınlarda herhangi bir ışık kaynağı varsa geceleri bile düzgün bir fotoğraf çekiyor. Fakat Tamamen karanlık bir ortamda, tamamen siyah bir fotoğraf elde edersiniz. Sonuç olarak gece yıldızları çekmeyi bu telefondan beklemeyin.
Sonuç olarak, kamera kalitesi bizim değerlendirmelerimizin sonucunda geçer not aldı. Çünkü incelediğimiz telefon (İPhone SE 2), dönemin en uygun fiyatlı İPhone telefonu ünvanını taşımakta. 11000 liraya alacağınız bir telefon olarak gerçektende kaliteli bir kameraya sahip. Eksik olan birkaç özellik doğrultusunda telefonun kamerasına kötü demek mantıksız. Olsaydı mükemmel olur muydu? Olurdu evet ama böyle bir telefondan böyle özellikler beklemek zaten ütopyada yaşamak gibi olur.
Telefonumu değiştirmeli miyim?
İncelememiz sonucunda ve günümüz şartlarını baz aldığımızda İPhone SE 2 11000 liraya alınabilecek fiyat/performans telefonudur. Apple telefon için bu fiyatlar (günümüz şartlarında) gerçektende ucuz konumda kaldı. Neredeyse 3 jenerasyon öncesi olan İPhone 11 artık 13000 lira bandına çıkmış bulunmakta ve karşılaştırıldığında hem performans hem de kamera bakımından günümüz teknolojisi olan İPhone SE daha iyi deneyim sunmakta. Ufak tefek eksikleri bulunsada, çok göze batan bir özelliği yok.
Bir sonraki yazımızda İPhone 11 ile karşılaştımamızı bulabilirsiniz.
